dikkat dikkat - Turkish English Dictionary

dikkat dikkat

Meanings of "dikkat dikkat" in English Turkish Dictionary : 1 result(s)

Turkish English
Speaking
dikkat dikkat attention please expr.

Meanings of "dikkat dikkat" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
Common Usage
dikkat caution n.
We must proceed with maximum caution due to scientific uncertainties about the methods of contamination.
Kirlenme yöntemlerine ilişkin bilimsel belirsizlikler nedeniyle azami dikkatle hareket etmeliyiz.

More Sentences
dikkat attention n.
In any event, there is a demand which I would like to highlight and draw the Commission's attention to.
Her halükarda, altını çizmek ve Komisyon'un dikkatini çekmek istediğim bir talep var.

More Sentences
dikkat care n.
We must take the greatest of care in dealing with SARS.
SARS ile mücadelede azami dikkati göstermeliyiz.

More Sentences
dikkat etmek watch out v.
The right time for this has to be identified, and this is where the Commission has to watch out.
Bunun için doğru zamanın belirlenmesi gerekmektedir ve Komisyon'un dikkat etmesi gereken nokta da burasıdır.

More Sentences
dikkat etmek be careful v.
We must, first of all, be careful of our health.
Her şeyden önce sağlığımıza dikkat etmeliyiz.

More Sentences
dikkat etmek pay attention v.
We're still paying attention.
Hâlâ dikkat ediyoruz.

More Sentences
dikkat çekici remarkable adj.
It is remarkable that nobody noticed they looked so alike.
Birbirlerine bu kadar benzediklerini kimsenin fark etmemiş olması dikkat çekici.

More Sentences
General
dikkat care n.
This proper attention and care involves people.
Uygun olan bu dikkat ve özen, insanları da kapsamaktadır.

More Sentences
dikkat heed n.
Our rapporteur's criticisms on this point have also therefore been heeded.
Dolayısıyla raportörümüzün bu noktadaki eleştirileri de dikkate alınmıştır.

More Sentences
dikkat note n.
The report also notes the high unemployment rate in farming regions.
Raporda ayrıca tarım bölgelerindeki yüksek işsizlik oranına da dikkat çekiliyor.

More Sentences
dikkat consideration n.
This consideration was twice brought to the attention of the European Ombudsman.
Bu husus iki kez Avrupa Ombudsmanının dikkatine sunulmuştur.

More Sentences
dikkat attentiveness n.
Tom has pestered me with his attentiveness ever since I arrived.
Tom geldiğimden beri dikkatiyle beni rahatsız ediyor.

More Sentences
dikkat ear n.
I don't think you can gain his ear.
Onun dikkatini çekebileceğini sanmıyorum.

More Sentences
dikkat vigilance n.
These are in a way beyond the control and vigilance of everyone.
Bunlar bir bakıma herkesin kontrolü ve dikkati dışındadır.

More Sentences
dikkat attention n.
This matter has already been drawn to the attention of the Quaestors.
Bu konu zaten Quaestor'ların dikkatini çekmiştir.

More Sentences
özel dikkat particular attention n.
On that point, I should also like to call once more for particular attention to the shrimp sector.
Bu noktada bir kez daha karides sektörüne özel dikkat gösterilmesi çağrısında bulunmak istiyorum.

More Sentences
özel dikkat special attention n.
Special attention needs to be given to the situation of the most vulnerable people, such as women and children.
Kadınlar ve çocuklar gibi en savunmasız kişilerin durumuna özel dikkat gösterilmesi gerekmektedir.

More Sentences
dikkat dağıtıcı şey distraction n.
The problem is there are some very powerful distractions here.
Sorun şu ki burada çok etkili dikkat dağıtıcı şeyler var.

More Sentences
dikkat mind n.
Would you mind bringing this to the attention of the competent authorities?
Bunu yetkili makamların dikkatine sunabilir misiniz?

More Sentences
dikkat notice n.
One of the things I noticed throughout the ACP-EU partnership debate was the lack of emphasis on education.
ACP-AB ortaklık tartışması boyunca dikkatimi çeken şeylerden biri de eğitime yeterince önem verilmemesiydi.

More Sentences
dikkat eksikliği lack of attention n.
By lack of attention, she hit the post with her car.
Dikkat eksikliği yüzünden arabasıyla direğe çarptı.

More Sentences
dikkat dağıtmak distract v.
Are you trying to distract me?
Benin dikkatimi dağıtmaya mı çalışıyorsun?

More Sentences
dikkat etmek pay attention to v.
Secondly, training courses for drivers should also pay attention to the rational use of energy.
İkinci olarak sürücülere yönelik eğitim kurslarında enerjinin rasyonel kullanımına da dikkat edilmelidir.

More Sentences
dikkat etmek beware of v.
Beware of the various menus on decoupling!
Ayrıştırma konusundaki çeşitli menülere dikkat edin!

More Sentences
dikkat etmek take note of v.
In general, I feel that we must take note of certain considerations and questions.
Genel olarak bazı hususlara ve sorulara dikkat etmemiz gerektiğini düşünüyorum.

More Sentences
dikkat çekmek stand out v.
Her red dress made her stand out.
Kırmızı elbisesi dikkat çekmesini sağladı.

More Sentences
dikkat etmek heed v.
They gave no heed to the warning.
Uyarıya dikkat etmediler.

More Sentences
dikkat etmek notice v.
We need to take more notice of who is put on these lists and why.
Bu listelere kimlerin ve neden alındığına daha fazla dikkat etmemiz gerekiyor.

More Sentences
dikkat çekmek draw attention v.
According to that document, the European Council draws attention to the importance of economic cooperation.
Bu belgeye göre, Avrupa Konseyi ekonomik işbirliğinin önemine dikkat çekiyor.

More Sentences
dikkat etmek be careful v.
We were careful not to do that.
Bunu yapmamaya dikkat ettik.

More Sentences
dikkat etmek watch v.
This tip is just a reminder to watch what you eat.
İşte bu ipucu ne yediğinize dikkat etmeniz için bir hatırlatmadır.

More Sentences
dikkat çekmek remark v.
Everyone remarked on his new hairstyle.
Herkes onun yeni saç stiline dikkat çekti.

More Sentences
dikkat çekmek attract attention v.
Children often cry just to attract attention.
Çocuklar genellikle dikkat çekmek için ağlarlar.

More Sentences
dikkat etmek be mindful of v.
Tom was mindful of my warning.
Tom, uyarıma dikkat etti.

More Sentences
dikkat etmek look out v.
Look out for cars when you cross the road.
Karşıdan karşıya geçerken arabalara dikkat edin.

More Sentences
dikkat etmek see v.
Please see to it that children do not go near the pond.
Lütfen çocukların göletin yakınına gitmemesine dikkat edin.

More Sentences
dikkat etmek mind v.
Tom had a lot on his mind, so he wasn't paying enough attention to his driving.
Tom'un aklında çok şey vardı, bu yüzden sürüşüne yeterince dikkat etmiyordu.

More Sentences
dikkat etmek note v.
This seems to me to be another important point for the Commission to note.
Bana öyle geliyor ki Komisyonun dikkat etmesi gereken bir diğer önemli nokta da budur.

More Sentences
dikkat etmek watch out for v.
Watch out for thieves around here.
Buralarda hırsızlara dikkat edin.

More Sentences
dikkat etmek watch out v.
The right time for this has to be identified, and this is where the Commission has to watch out.
Bunun için doğru zamanın belirlenmesi gerekiyor ve Komisyon'un dikkat etmesi gereken nokta da burası.

More Sentences
dikkat etmemek pay no attention v.
The girl seemed to pay no attention to him.
Kız ona hiç dikkat etmiyor gibi görünüyordu.

More Sentences
dikkat etmek pay attention v.
Tom doesn't pay attention in school.
Tom okulda dikkat etmiyor.

More Sentences
dikkat etmek observe v.
We should observe the speed limit.
Hız limitine dikkat etmeliyiz.

More Sentences
formuna dikkat etmek keep fit v.
You have to keep fit.
Formuna dikkat etmek zorundasın.

More Sentences
(dikkat) çekmek grab v.
The brightly colored painting immediately grabbed my attention.
Parlak renkli tablo hemen dikkatimi çekti.

More Sentences
dikkat çekici spectacular adj.
And I am only going to refer to the most spectacular cases.
Ve ben sadece en dikkat çekici vakalara değineceğim.

More Sentences
dikkat çekici arresting adj.
Could this be an arresting and, therefore, not very truthful headline?
Bu dikkat çekici ve dolayısıyla pek de gerçekçi olmayan bir başlık olabilir mi?

More Sentences
dikkat eden mindful adj.
I'm very mindful of that.
Buna çok dikkat ediyorum.

More Sentences
dikkat çekici conspicuous adj.
A perspective from the developing world is conspicuous by its absence.
Gelişmekte olan dünyadan bir bakış açısının yokluğu dikkat çekicidir.

More Sentences
dikkat çekici striking adj.
It is striking that the effects of this are more or less entirely shouldered by the animal farmers.
Bunun etkilerinin aşağı yukarı tamamen hayvan çiftçileri tarafından üstlenilmesi dikkat çekicidir.

More Sentences
dikkat çekici attention-grabbing adj.
The more outrageous, shocking, unexpected and attention-grabbing an attack is, the greater its success.
Bir saldırı ne kadar çirkin, şok edici, beklenmedik ve dikkat çekici olursa, başarısı da o kadar büyük olur.

More Sentences
Common Usage
dikkat etme watch n.
General
dikkat diligence n.
dikkat circumspection n.
dikkat carefulness n.
dikkat etme heed n.
dikkat etme remark n.
dikkat edilecek hususlar points to consider n.
dikkat rigor n.
önemsemeyerek dikkat çekme paralipsis n.
dikkat watchfulness n.
dikkat çekici görünüş view n.
dikkat etmeme inattention n.
dikkat genişliği attention span n.
dikkat application n.
dikkat eksikliği attention deficit n.
dikkat cautiousness n.
dikkat accuracy n.
dikkat nota bene n.
dikkat edilecek noktalar points to consider n.
kısa dikkat süresi poor attention span n.
önemsemeyerek dikkat çekme paralepsis n.
dikkat ve itina deliberation n.
dikkat merkezi center of attraction n.
dikkat çeken şey cynosure n.
dikkat discretion n.
dikkat regard n.
dikkat çekicilik strikingness n.
dikkat çekicilik conspicuousness n.
dikkat etme watch n.
önemsemeyerek dikkat çekme paraleipsis n.
dikkat precision n.
dikkat çekme conspicuousness n.
son derece cazip ya da dikkat çekici kişi veya şey showstopper n.
dikkat çekmek için yapılan hile gimmick n.
dikkat etmeme nonattention n.
dikkat eksikliği inattention n.
tam dikkat close attention n.
pür dikkat close attention n.
tam dikkat complete attention n.
pür dikkat complete attention n.
dikkat çeken şey eye catchers n.
dikkat çekicilik noticeability n.
tam dikkat absolute attention n.
aşırı dikkat great care n.
dikkat edilmesi gereken hususlar points to take into consideration n.
dikkat edilmesi gereken hususlar points to take into account n.
dikkat eksikliği bozukluğu olan çocuklar attention-deficit-disordered children n.
dikkat fetish n.
azami dikkat ve itina great care n.
normal dikkat common diligence n.
daimi dikkat constant attention n.
normal dikkat ordinary diligence n.
yerinde dikkat proper care n.
gerekli dikkat due care n.
olağanüstü dikkat extraordinary diligence n.
dikkat ve tedbir diligence n.
makul dikkat reasonable care n.
normal ilgi ve dikkat ordinary diligence n.
özel dikkat special consideration n.
dikkat kırılacak eşya fragile! n.
kilosuna dikkat eden kimse weightwatcher n.
kilosuna dikkat eden kimse weight-watcher n.
dikkat işareti caution sign n.
dikkat işareti attention sign n.
büyük bir dikkat a great attention n.
büyük bir dikkat a great care n.
(dalga geçmek veya karşıdakine katılmama gibi durumları ifade etmek veya konuşmanın bir yerine dikkat çekmek için) ellerle havada yapılan tırnak işareti air quote n.
çevresel dikkat peripheral attention n.
dikkat edilmesi gereken şeyler things to take into consideration n.
dikkat edilmesi gereken şeyler things to take into account n.
dikkat çekici paralellik striking parallel n.
dikkat çekici benzerlik striking parallel n.
kısa dikkat süresi short attention span n.
dikkat aralığı attention span n.
makul dikkat/özen ordinary care n.
olması gereken/doğal dikkat/özen ordinary care n.
normal dikkat/özen ordinary care n.
dikkat rigour n.
dikkat çekici başlık catchy title n.
dikkat çeken şey attention getter n.
sürekli dikkat sustained attention n.
gösterişli/dikkat çeken reklam ballyhoo n.
bir metin içerisinde dikkat çekmek için belirginleştirilmiş bölüm call-out n.
dikkat çekme adversion [obsolete] n.
sanat eserinin dikkat çeken özelliği accent n.
dikkat cautel [obsolete] n.
dikkat regard n.
dikkat çeken şey noise n.
belirli bir mesajı ileterek dikkat çekmek için yapılan açıklama veya eylemler noises n.
(bir konuya) dikkat çeken kimse remarker n.
dikkat tent [dialect] n.
dikkat thought n.
dikkat gerektirme trickiness n.
dikkat çeken, ünlü kişi a man of mark n.
dikkat dağılması amusement [obsolete] n.
dikkat attent [obsolete] n.
alışılmadık ve dikkat çekici araç plaka numaralarının incelenmesi autonumerology n.
dikkat çekmeme unnoticeableness n.
dikkat çekmeme unostentatiousness n.
dikkat çekmeye yönelik gösteri veya konuşma bally n.
dikkat mark n.
dikkat çekici kimse eye opener n.
dikkat çekici şey eye opener n.
dikkat çekici şey eye-catcher n.
dikkat çekici kimse eye-catcher n.
dikkat çekici kimse eyeopener n.
dikkat çekici şey eyeopener n.
dikkat çekici kimse eye-opener n.
dikkat çekici şey eye-opener n.
bir kimseye verilen önem veya dikkat billing n.
kısa ve dikkat çekici bir sunum bite n.
dikkat çekmek için bağırma hail n.
dikkat çeken reklam whoopla n.
dikkat çeken tanıtım whoopla n.
dikkat edilmeyen taraf blind side n.
dikkat çekilen ilke message n.
küçük parçalara veya farklara gösterilen dikkat micrology n.
aşırı dikkat gerektiren alan mine field n.
dikkat kesilmiş duruş brace n.
dikkat eksikliği misregard n.
dikkat hye n.
dikkat çekicilik lionism [dated] n.
dikkat odağı object n.
dikkat etme observance n.
dikkat etme observation [obsolete] n.
fazlasıyla dikkat çekme obtrusiveness n.
(dilencilerin taşıyıp dikkat çekmek için tıngırdattığı) kapaklı ahşap kap clapdish n.
artık kullanılmayan dil bilgisi ilkelerine aşırı dikkat etme grammarianism n.
dil bilgisi kurallarının doğru kullanımına dikkat etme grammarianism n.
dikkat çekici başarı hit n.
pür dikkat on the qui vive n.
aşırı dikkat overattention n.
fazla dikkat overcare n.
fazla dikkat overcaution n.
dikkat dağıtan kimse veya şey distractor n.
dikkat dağıtıcı distractor n.
dikkat çekici koreografi impression n.
dikkat inclination [obsolete] n.
(mesaj, e-posta ve dijital iletişim ağlarında uzun süreli vakit geçirmenin yol açtığı) dikkat dağınıklığı infomania n.
dikkat çekmek isteme insistence n.
dikkat çeken özellik distinctive feature n.
dikkat çekicilik distinguishableness n.
dikkat çekicilik distinguishment [obsolete] n.
dikkat dağıtan şey distracter n.
dikkat dağıtan şey distractor n.
dikkat çekici nesne veya yer landmark n.
fransızcaki ingilizce kelimelerin çokluğuna dikkat çekmek için bulunmuş bir ifade franglais n.
dikkat çeken kısım clou n.
yediklerine dikkat eden kimse dietarian n.
dikkat diligency n.
gizli mektup veya paketlerin dikkat çekmeden bırakılıp teslim alınabildiği, önceden kararlaştırılmış yer drop n.
dikkat çekici yeteneği olan kimse dungeon [scotland] n.
nesnelerin görünürlüğünü artıran dikkat çekici bant conspicuity tape n.
dikkat contemplation [obsolete] n.
dikkat curiousness [obsolete] n.
dikkat çekmeme inobtrusiveness n.
ayrıntılara dikkat etme intimacy n.
(ordunun dikkat çekmek için kullandığı) fosforlu kumaş parçası panel n.
aşırı dikkat fetishism n.
yakın dikkat focus n.
yüksek dikkat focus n.
dikkat veya enerjiyi yoğunlaştırma focusing n.
dikkat veya enerjiyi bir şeyde yoğunlaştırma focussing n.
dikkat gaum [dialect] [uk] n.
dikkat çekici püskül phylactery n.
temsil için seçilen dikkat çekici kadın princess n.
dikkat çekicilik predomination n.
dikkat etmeme short shrift n.
dikkat çekici kimse show-stopper n.
dikkat çekmeyen artış sidle n.
dikkat çekicilik sightliness n.
dikkat çekme çabası pressure n.
dikkat çekmeyen terörist sleeper terrorist n.
üstünkörü dikkat slight care n.
dikkat etme spot n.
dikkat merkezi stage n.
dikkat çeken şey stickout n.
ayrıntılara dikkat çeken kimse subtiliser [uk] n.
ayrıntılara dikkat çeken kimse subtilizer [us] n.
dikkat edilmesi zor şey subtlety n.
dikkat çeken kimse surpasser n.
dikkat attention! n.
dikkat edilmesi gereken nokta caveat n.
dikkat çekici tanıtım gösterisi stunt n.
dikkat etmek watch one's step v.
dikkat etmek pay heed to v.
kaçınmaya dikkat etmek give a wide berth to v.
dikkat etmek regard v.
dikkat etmek mark v.
ilgi çekmek için dikkat çekici giyinmek camp v.
dikkat etmek look sharp v.
dikkat etmek take trouble v.
dikkat çekmek istemek want to draw attention v.
ince farklara dikkat etmek subtilize v.
dikkat etmek take heed of v.
dikkat kesilmek be all ears v.
kendine dikkat etmek take care of oneself v.
dikkat etmek take heed v.
dikkat etmek keep an eye on v.
dikkat etmek take care of v.
dikkat etmek give heed to v.
dikkat etmek be wary of v.
dikkat etmek remark v.
dikkat etmek make a point of v.
dikkat etmek ware v.
dikkat çekmesini sağlamak throw into relief v.
dikkat etmek look to v.
dikkat dağıtmak make concentration difficult v.
dikkat etmek look out for v.
dikkat dağıtmak divert v.
dikkat etmek behold v.
dikkat çekmek fix v.
adımlarına dikkat etmek watch one's step v.
dikkat çekici reklam yapmak stunt v.
dikkat çekmesini sağlamak relieve v.
lafına dikkat etmek guarded in what one says v.
dikkat çekmek point out v.
çekmek (dikkat/ilgi) draw v.
sözlerine dikkat etmek weigh one's words v.
bir şey yapmaya dikkat etmek make a point of v.
çok dikkat etmek beware v.
lafına dikkat etmek be guarded in what one says v.
dikkat etmek attend to v.
dikkat çekmesini sağlamak make a lion of v.
bastığı yere dikkat etmek watch one's step v.
dikkat kesilmek pore v.
dikkat çekmek point to v.
dikkat çekmek call attention to v.
dikkat göstererek be treated with caution v.
dikkat dağıtmak distract attention v.
dikkat toplamak gather attention v.
dikkat göstermek show attention towards v.
dikkat göstermek show attention v.
dikkat etmek be cautious v.
dikkat göstermek be attentive v.
dikkat etmek keep an eye on (someone) v.
dikkat etmek take care v.
dikkat çekmek attract notice v.
kilosuna dikkat etmek watch one's weight v.
kendine dikkat etmek fend for oneself v.
dikkat çekmekten sakınmak avoid drawing attention v.
dikkat çekmekten sakınmak keep a low profile v.
dikkat çekmemeye çalışmak keep a low profile v.
dikkat çekmemeye çalışmak avoid drawing attention v.
dikkat çekmesini sağlamak lionize v.
dikkat çekmesini sağlamak lionise v.
(bir şey yapmaya) dikkat etmek make a point of v.
(dikkat veya zamanını) işgal etmek engross v.
-e dikkat etmek take cognizance of v.
dikkat etmek keep track of v.
dikkat etmemek lose track of v.
dikkat etmek listen for v.
-e dikkat çekmek point out (something) v.
dikkat verilmesini istemek call attention to v.
dikkat kesilmek pay attention to v.
dikkat verilmesini istemek draw attention to v.
bir şeyi yapmamaya dikkat etmek take care not to do v.
dikkat vermek pay attention to v.
çok dikkat çekmek attract a great deal of attention v.
formuna dikkat etmek keep one's fit v.
sağlığına dikkat etmek take care of one's health v.
dikkat çekmemeye çalışmak avoid attracting attention to yourself v.
dikkat çekmek catch the attention v.
dikkat etmek mind out v.
dikkat gerektirmek require attention v.
dikkat göstermek take care v.
özellikle dikkat etmek pay special attention to v.
dikkat çekmek draw the attention v.
dikkat çekmek strike v.
dikkat etmek be attentive to v.
-e dikkat etmek pay attention to v.
çok dikkat etmek pay utmost attention v.
pür dikkat kesilmek pay utmost attention v.
dikkat çekmek take attention v.
dikkat etmek zorunda olmak have to be careful v.
dikkat etmek reck v.
ince farklara dikkat etmek subtilise v.
daha fazla dikkat etmek pay more attention v.
dikkat göstermek exercise caution v.
dikkat çekmek compel attention v.
(dikkat) çekmek challenge v.
(dikkat) çekmek call v.
dikkat çekmek call attention v.
…e dikkat çekmek call attention v.
dikkat çekmek underline v.
dikkat etmek recche [obsolete] v.
ince ayrıntılara dikkat etmek nuance v.
dikkat çekici şekilde belli etmek: ayırt edilir kılmak remark [obsolete] v.
dikkat etmek tent [scottish] v.
dikkat etmek see about a thing v.
dikkat etmek take keep v.
dikkat çekmek take notice of v.
dikkat etmek take notice of v.
dikkat kesilmek turn v.
dikkat çekici bir şekilde davranmak egotrip v.
(ilgi, dikkat) çekmek enchain v.
dikkat çekmek pull v.
dikkat kesilmek hang v.
dikkat kesilmek key v.
dikkat etmek mark v.
dikkat çekici olmak blaze v.
(bir şeye veya kimseye) dikkat çekmek blaze v.
dikkat çekmek için bağırmak hail v.
(bir şey yapmamaya) dikkat etmek be careful not to (do something) v.
dikkat çekici hale getirmek brighten v.
bir şeye dikkat çekmek hold up v.
bir şeye dikkat çekmek hold up v.
(bir kimsenin veya şeyin) dikkat çekici bir özelliği olmak go deep v.
(amaçsız bir şekilde dikkat dağıtarak) bir işi bölmek loiter v.
şamata yaparak dikkat çekmek bally v.
dikkat çekmek impress v.
dikkat etmemek omit [obsolete] v.
dikkat çekecek şekilde tanıtım yapmak ballyhoo v.
dikkat etmek distinguish of [obsolete] v.
dikkat etmek come v.
dikkat çekmek cut a rusty v.
üstünlüğüyle dikkat çekmek pinnacle v.
dikkat çekmek pop v.
dikkat etmek fend v.
(bir şeye) dikkat çekmek placard v.
dikkat çekmeye çalışmak flounce v.
dikkat etmek follow v.
dikkat etmek outlook v.
dikkat çekici olmak outstart v.
dikkat kesilmek prick v.
dikkat çekmeye çalışmak prank v.
(bir şeye) önceden dikkat kesilmek prefocus v.
ister istemez dikkat çekmek scream v.
dikkat çekmek shout v.
dikkat çekmeye çalışmak showboat v.
dikkat çekici hale getirmek singularize v.
dikkat çekici hale getirmek singularise v.
dikkat kesilmek sink v.
birdenbire dikkat çekmek poke v.
dikkat etmek spy v.
dikkat çekici bir şekilde düzenlemek stage-manage v.
dikkat çekici şekilde davranmak stare v.
dikkat çekmek surpass v.
dikkat çekmek attract v.
dikkat çekici attention getting adj.
dikkat eden studious adj.
dikkat öncesi preattentive adj.
dikkat çekici salient adj.
dikkat edilmemiş unobserved adj.
dikkat çekici signal adj.
perspektife dikkat ederek çizilmiş perspectival adj.
dikkat edilmesi gereken significant adj.
dikkat eden attentive adj.
dikkat edilmesi gereken remarkable adj.
çok büyük bir (sabır/dikkat vb) infinite adj.
dikkat çekmek isteyen ostentatious adj.
dikkat isteyen fiddly adj.
dikkat edilmesi gereken noteworthy adj.
şayanı dikkat notable adj.
ağzından çıkana dikkat eden discreet adj.
dikkat çekici egregious adj.
çok dikkat isteyen ticklish adj.
dikkat edilmesi gereken worthy of notice adj.
perspektife dikkat ederek çizilmiş perspective adj.
dikkat çekici attention grabbing adj.
dikkat dağıtan distracting adj.
çok dikkat çekici obtrusive adj.
dikkat çeken salient adj.
dikkat çekici marked adj.
başka şeylere dikkat etmeyecek kadar düşünceye dalmış in a brown study adj.
dikkat çekmeyen noteless adj.
dikkat etmeyen inattentive adj.
dikkat eden gardant adj.
dikkat çekici olmayan nonstriking adj.
dikkat eden advertent adj.
dikkat çekici eye-catching adj.
-e dikkat etmeyen careless of adj.
-e dikkat eden mindful adj.
dikkat çekici derecede yetenekli whiz-bang adj.
dikkat çekici gripping adj.
temizliğe dikkat eden cleanly adj.
dikkat çeken conspicuous adj.
dikkat gerektiren demanding adj.
dikkat etmeyen mindless adj.
dikkat çekmeyen unobtrusive adj.
özel dikkat isteyen ticklish adj.
ustalık ve dikkat isteyen tricky adj.
dikkat çeken attention-grabbing adj.
dikkat çekici grabby adj.
ilgi/alaka/dikkat isteyen/bekleyen needy adj.
dikkat eden intentive adj.
dikkat çekici kenspeckle adj.
dikkat çekici olmayan unspectacular adj.
dikkat çekici dashy adj.
dikkat çeken riveting adj.
dikkat çekici head-turning adj.
dikkat çekmeyen discreet adj.
dikkat çekici catchy adj.
dikkat çeken obtrusive adj.
dikkat çekici eyecatching adj.
emek ve dikkat isteyen laborous [obsolete] adj.
emek ve dikkat isteyen labourious adj.
dikkat gerektiren niggling adj.
dikkat çekmeyen renge sahip neutral-colored adj.
dikkat çekmeyen renge sahip neutral-coloured adj.
özel dikkat gerektiren tender adj.
dikkat etmeyen unattending adj.
dikkat etmeyen unattended adj.
dikkat isteyen awkward adj.
dikkat çekici arrestive adj.
dikkat ile ilgili attentional adj.
dikkat kaynaklı attentional adj.
dikkat içeren attentional adj.
dikkat çekmeyen unconspicuous adj.
hatalara dikkat çekmeyen uncritical adj.
dikkat gerektirmeyen undemanding adj.
dikkat çekici out of one's way adj.
dikkat gerektiren awkward adj.
dikkat çekici eminent adj.
dikkat dağıtmayan undistracting adj.
dikkat dağıtıcı olmayan undistracting adj.
dikkat çekmeyen undistracting adj.
dikkat çekmek istemeyen undistracting adj.
dikkat kesilmemiş unenthralled adj.
dikkat edilmemiş unlearnt adj.
dikkat çekmeyen unnoticeable adj.
dikkat edilmemiş unnoticed adj.
dikkat etmeyen unnoticing adj.
dikkat etmeyen unobservant adj.
dikkat çekmeyen unostentatious adj.
dikkat edilmeyen unregarding adj.
ani ve dikkat çekici bir etkiye sahip bang-bang adj.
dikkat çekmeyen unshowy adj.
dikkat çeken up-front adj.
dikkat veya beceri isteyen kittle adj.
özel dikkat isteyen exceptional adj.
dikkat çeken extant adj.
mizah amacıyla yanlış yerde kullanılmış söz veya ifadeleri ile dikkat çeken malaprop adj.
mizah amacıyla yanlış yerde kullanılmış söz veya ifadeleri ile dikkat çeken malapropian adj.
dikkat çekici quare adj.
yüksek bir ses gibi son derece dikkat çekici ve bariz blaring adj.
ne kadar dikkat çekici what adj.
dikkat çekmeyen low-profile adj.
dikkat çekici blinding adj.
dikkat çekici bold adj.
dikkat çekici handsome adj.
çok az dikkat gerektiren mindless adj.
detaylara dikkat eden minutiose adj.
detaylara dikkat eden minutious adj.
dikkat çeken brash adj.
dikkat çekici brilliant adj.
çok dikkat çeken high-profile adj.
dikkat gerektiren hot adj.
kolayca dikkat çeken hypnotic adj.